
www.whowhatweardaily.com web sitesini inceliyordum.Şu colored framesleri görünce gene aklıma çocukluğum geldi.Bende de böyle plastik pazardan babaannemin aldığı(pazardan alışveriş yapma merağım o zamandan kalmış galiba) kırmızı bir gözlük vardı.Kim bilir ne istedimde,beni kandırmak için onu aldı yada onu direk istedim oda direk aldı.Ben genelde o kocaman oyuncaklara sarkardım.Bıktı herhalde bunu aldı.Kırıldığı zamanı çok iyi hatırlıyorum.Çünkü gözlüğü iki yana eğip duruyordum.Sonra o çıt sesi..Bayramda taktığımı hayal meyal hatırlıyorum.Ayrıca bayramlarda lunaparka gitmemizi,kuzenlerimle topladığımız bütün harçlıkları orda harcamamızı,uçan salıncaklar,düğmesine basınca yukarı kalkan uçaklar...Bazen o uçakların bozuklarına denk gelirdim,nasıl sinir olurdum.Kuzenlerimle arka arkaya otururduk genelde.Onlar uçuyor ben aşağıda başparmağım morarasıya basıyorum;yok kalkmıyor uçak.Düşünün küçük olduğunuzu ve o uçağa bir kere binme hakkınız olduğunu ama bozuk uçağın kalkmadığını.He birde uçan salıncaklarda birbirimize tutunup üçümüz bir arada uçardık.Şimdi gözlükten nerelere geldim.Lunapark sevgimde bu anılardan kalma zaten.Bu arada Analyadaki lunaparka yeni bir alet yapıyorlar.Galiba küçük çaplı hızlı tren!!!Bitsede gitsem,binsem,çığırsam,adrenalin tavan yapsa.Ankarada binmiştim geçi.Yanımda nişanlım vardı.O kadar kasmışız kendimizi birbirimize fazla yanaşıp kafalarımız sarsıntıdan tokuşmuştu.Artık komik haberlerde çıkardı.Trende kafalarını yardılar diye...